20. gün – İftar Menüsü

Dünkü iftar davetim için hazırladıklarım şöyle;

* süzme mercimek çorbası
* fıstıklı pilav
* salçalı biftek & patates püresi
* mantarlı sütlü börek
* yeşil salata
* sakızlı güllaç

Sofrada bu aralar favorimiz olan beyaz peynir, maydonoz ve taze nane üçlüsü de vardı. Aslında taze reyhan da olsa daha da güzel olacak. Maraş’ta eşimin halasında çerkez ekmeği ile beraber, peyniri yeşillikler eşliğinde yediğimizden beri soframızdan eksik etmiyoruz. Sıcacık ramazan pidesiyle de çok iyi oluyor. Bu basit ama lezzetli servis önerisini de paylaşayım istedim.

Ayrıca yeşil salataya da beyaz peynir serptikten sonra üzerine susam kavurup ekledim. Bu şekilde de nefis oluyor, denemenizi tavsiye ederim.

19. gün – Haşhaşlı Tatlı

Bugünün tarifi 15. gündeki iftar davetim için arkadaşım Hilal’in yapıp getirdiği haşhaşlı tatlı. Fotoğraf için bir dilim ayırmayı unuttuğum için tarif şimdilik fotoğrafsız.. Ama en kısa zamanda ben de deneyeceğim, o zaman fotoğrafını da eklerim inşallah. Çok hafif ve lezzetli bir tatlı, ben çok beğendim. Ellerine sağlık Hilalciğim..

MALZEMELER
Kek için;
4 yumurta
1 bardak toz şeker
1 bardak süt
1 bardak sıvı yağ (arkadaşım yarım koymuş)
1 bardak irmik
1 bardak mavi haşhaş
1.5 bardak un (kıvama göre ayarlanabilir)
1’er paket kabartma tozu ve vanilya

Şerbeti için;
3 bardak şeker
3 bardak su
inmesine yakın birkaç damla limon

Kreması için;
Krem şanti

YAPILIŞI
Kek için, yumurta şekerle çırpılıp diğer malzemeler de eklenip dikdörtgen borcama dökülür. Piştikten sonra soğuduğu zaman dilimlere ayrılır ve hazırlanan şerbet dökülür. Daha sonra üzerine krema olarak krem şanti veya arkadaşım Hilal’in yaptığı gibi şuradaki incirli tatlının muhallebisi hazırlanabilir.

18. gün – Pratik bir iftar menüsü

Geçen hafta, arkadaşlarla hepimizin eşlerinin ayrı yerlerde davetleri olunca biz de hanımlar olarak Merve’de toplandık. Bu Ramazan’ın en neşeli iftarını yaşadım diyebilirim. Çocukların seslerinden zaman zaman konuştuğumuz lafı unutup daldan dala atladığımız anlar olmasına rağmen çok şükür güzel vakit geçirdik. Gelelim Merve’nin pratik ve lezzetli menüsüne;

* domates çorbası
* soya soslu sebzeli tavuk
(mutlaka denemenizi tavsiye ederim, tarif için tık)
* fırın makarna
* yoğurtlu semizotu salatası
* imambayıldı
* profiterol

Yoğurtlu semizotu salatası için de; semizotları ayıklanıp yıkanır. Yoğurt ve mayonez ile karıştırılır ve biraz zeytinyağ ve sarımsak eklenir. Tuz ve nane ilave edilip servis edilir..

17. gün – Limonata

MALZEMELER
10 adet limon
6 su bardağı şeker
1-2 yaprak taze nane
arzuya göre, zencefil

YAPILIŞI
Limonlar yıkanıp rendenin ince yeri ile kabukları rendelenir. Şeker rendelenmiş kabuklara ilave edilerek sulanana kadar, elle ezilerek karıştırılır.
Limonlar sıkılıp bu kabuklu karışıma eklenir. İçine zencefil rendelenip bir iki yaprak nane de konduktan sonra bir gece bu şekilde şeker eriyene kadar bekletlir. Bu sırada ara ara karıştırmanız da iyi olacaktır. Daha sonra bu karışım temiz bir tülbentten süzülür ve sulandırılarak içilir.

16. gün – Tas Kebabı

Dün ve bugün için kırmızı sofranın tariflerini annemden almakta gecikince, sayfa iki gün güncellenmemiş oldu. Şimdi art arda ikisini de ekleyerek telafi etmeye çalışacağım…

Sofranın ana yemeği, püre üzerinde servis edilen tas kebabıydı..

MALZEMELER
1 kg. kuş başı et
2 kuru soğan
3 domates
1-2 sivri biber
1/2 kaşık salça
1 yemek kaşığı tereyağ
1 çay bardağı su
tuz, karabiber, kekik

YAPILIŞI
Kuru soğan ve domates soyulup yemeklik doğranır. Malzemelerin baharatlar hariç hepsi çiğden harmanlanır. Düdüklü tencereye konup düdüğü çıkana kadar büyük ateşte pişirilir. Sonra kısılıp yarım saat daha pişirilir. Etler daha sonra tencereye alınıp, çok sulu kaldıysa bir taşım daha kaynatılır. Bu aşamada baharatlar da ilave edilir. Tercihe göre patates püresinin üzerinde servis edilir.

15. gün – İmambayıldı ve pratik bir menü…

Anneannemin sofrasından vereceğim tariflerim var sırada, ama ben hala ayrıntılarıyla öğrenemedim anneannemden. O yüzden bugünkü iftar davetimden bahsetmek istiyorum. Havanın kararmasına yakın alelacele çekilmiş iki fotoğrafım var sadece.. Menüm yine herzamanki pratik tariflerimden oluşuyor. Bugün için ilk defa denediğim imambayıldı var bir de.. İmambayıldının tarifini haftasonu teyzem, kendi kayınvalidesinden öğrendiği şekliyle anlattı. Normalde çok aram olmamasına rağmen, ben bu haliyle sevdim. Sizlere de tavsiye ederim.

İMAMBAYILDI

MALZMELER

1 kg. patlıcan
4 kuru soğan
4 domates
1/2 demet maydonoz
5-6 sivri biber (acı olması tercih edilmelidir)
1 kırmızı biber
1 baş sarımsak (10-15 diş)

2 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı toz şeker

1 yemek kaşığı un + 1/2 bardak su
1 çay bardağı zeytinyağ

YAPILIŞI

Ay şekilnde doğranmış soğan, küp küp doğranan domates, biberler ve kıyılan maydonoz ile güzelce harmanlanır. Sarımsaklar da bütün olarak ilave edilir.
Tuz ve şeker de eklenip geniş ve derin bir tencerenin dibine bu karışımın birazı, daha çok soğanlı kısmı alınarak yayılır.
Üzerine, daha önceden tuzlu suda bekletilen patlıcanlar baş parmak kadar doğranıp sıkı sıkı dizilir. Bir sıra patlıcan, bir sıra salatalı karışım patlıcanlar bitene kadar aynı şekilde tencereye dizilir.
Son olarak en üstte salatalı karışım kalacak şekilde dizdikten sonra üzerine biraz su gezdirilerek yüksek ateşte, tencerenin kapağı kapalı olarak, kaynayana kadar pişirilir. Sonra altı kısılıp 20 dakika kadar daha pişirilir.
Bir kasede un ve su karıştırılıp tencereye dökülür. Zeytinyağ da ilave edilip 5-10 dakika daha pişilir. (ben biraz daha uzun pişirdim.)

Menü;
domates çorbası, hasanpaşa köfte, pilav, kabaklı erişteli börek, imambayıldı, elmalı savyer ve arkadaşım Hilal’in getirdiği haşhaşlı tatlı…

Kabaklı böreği küçük karelere kesip kanepe gibi üzerlerine kürdan batırarak, köftenin yanında servis ediyorum. Tek lokmalık olduğu için daha çok beğeniliyor. Bu tarz servis önerileri benim çok işime yarıyor. Arkadaşım Müge’nin blogunda böyle servis fikirlerini görüp çok beğenirdim, şimdilerde kendisi sitesindeki servis önerilerini bir başlık altında toplamış. Eğer siz de benim gibi bu tarz incelikleri sofralarınızda kullanmaktan hoşlanıyorsanız, mutlaka göz atın derim…

13. gün – Köfteli yoğurt çorbası & Patlıcanlı şiş

Geçen gün arkadaşım Hatice’nin menüsünü paylaşmıştım, bugün de tarifleri veriyorum.

MİNİK KÖFTELİ YOĞURT ÇORBASI

MALZEMELER
3 lt. su (yaklaşık)
6 kaşık yıldız şehriye
1 yumurta
2 kase yoğurt
1 kaşık tepeleme un
köfteler için; arzu edilen miktarda kıyma, tuz ve karabiber

YAPILIŞI
Şehriyeler suda haşlanır. Yumurta, yoğurt ve un bir kasede karıştırılıp şehriyelerin kaynayan suyundan bir kaç kepçe ile ılıştırıldıktan sonra tencereye ilave edilir. Bu aşamada çorbayı sürekli karıştırmalısınız.
Kıyma, tuz ve karabiberle karıştırılıp minik köfteler yapılır ve az bir yağda hafifçe kavrulur.
Son olarak kaynamakta olan çorbaya köfteler de ilave edilir.
Servis sırasında kaselere boşalttıktan sonra üzerlerine kırmızı biberle eritirlmiş yağ gezdirilir.



PATLICANLI KÖFTELİ ŞİŞ

Bu tarifte tam ölçü yok, ikram edilecek kişi sayısına göre ayarlanabilir. Aslında bilinen bir tarifin hoş bir sunumu da diyebiliriz. Kendi usulünüze göre yaptığınız köftelere yuvarlak şekil verin. Patlıcanları da alacalı soyup tuzlu suda bekletin. Şişlere bir köfte bir patlıcan olacak şekilde dizin. İki baş tarafı için, domates ve biber dilimleyerek şişlere geçirin.
Şişleri fırın tepsisine dizip salçalı su hazırlayın. Patlıcanların yarısına gelecek şekilde salçalı suyu tepsiye dökün. Köfteler iyice pişene kadar fırında pişirin. En son olarak servis öncesi, şişlerin üstte kalan kısımlarını da çevirerek salçalı suya bulayın. Afiyet olsun..

12. gün – Kuru Sebze Çorbası

2 yemek kaşığı tereyağ ile 1,5 yemek kaşığı un kavrulur. İçine 4-5 bardak süt eklenip devamlı karıştırılarak kaynatılır. Bu aşamada çorbanın kıvamı size koyu gelirse biraz daha süt veya su ekleyebilirsiniz. 1 çay bardağı karışık sebze kurusu çorbaya ilave edilip bir kaç dakika daha karıştırarak kaynatılır. Son olarak tuz, karabiber eklenir. (Asıl tarifte tuzot da var ama ben kullanmıyorum.)

Tarif arkadaşım Hatice‘den..

11. gün – Zeytinyağlı Bamya

Bugün anneannemden bir tarifle karşınızdayım. Fotoğrafı Ramazan’dan bir kaç gün önce çekmiştim, bugün ayrıntılarıyla tam tarifi kendisinden aldım. Bamya sevmeyen biri olarak tarif hakkında yorum yapamayacağım ama anneannem zeytinyağlıların ustasıdır desem yeterli olur herhalde.

1 kilo bamyanın tepeleri koni şeklinde kesilerek ayıklanır ve yıkanır.
1 tane domates sonuna kadar kesilmeden dörde bölünür. Yani sadece domatesin ortasını açmış olacağız. Soğan bütün olarak bu domatesin ortasına yerleştirilip bu ikisi yayvan bir tencerenin ortasına oturtulur.
– Bamyalar tencerenin en dışında kalacak şekilde, şapka kısımları da dışarı doğru olmak suretiyle domatesin etrafına üstüste dizilir. Domatesin etrafında kalan boşluğa ufak şekilde olan bamyalar dizilir.
1 tane domates de rendelenip bamyaların üzerine gezdilir.
1 tane kesme şeker, tuz, yarım su bardağı zeytinyağ ve 1 su bardağı su da ilave edilip kısık ateşte tencerenin kapağı kapalı olarak suyunu çekip yağına inene kadar pişirilir.
– Soğuduktan sonra düz bir tabağa ters çevrilerek servis edilir.