10. gün – güzel bir iftar menüsü

Onuncu günde çok güzel bir sofraya konuk oldum. Bu sefer fotoğraf makinam yanımdaydı, evet fotoğrafları çektim ama tarifleri almadan geldim. Tabi, ev sahibemiz sevgili Hatice ilk fırsatta tarifleri bana yollayacak. Şimdilik bence iftar için çok ideal ve güzel olan menüsünü paylaşayım.

iftar menüsü:

  • minik köfteli yoğurt çorbası
  • patlıcanlı köfteli şiş
  • bezelyeli pilav
  • patatesli börek
  • zeytinyağlı fasulye
  • yoğurtlu közlenmiş kırmızı biber salatası
  • karışık yeşil salata

9. gün – Kıymalı Tarhana Çorbası

Bugünün tarifi Yasir’in menüsünden. Aslında çok bilinen ama herkesin kendince bir usule göre yaptığı bir çorba tarhana çorbası. Evliliğimin ilk aylarında internetten bulduğum her tarifi deneyip başarısız olunca, burada da iyi sonuç aldığım şekliyle tarhana çorbası tarifini yayınlamaya karar verdim.

Yaklaşık 100-150 gr. kıyma tereyağda kavrulur. Bir tatlı kaşığı biber salçası da eklenip kavurmaya devam edilir. Daha sonra, bir litre kadar oda sıcaklığında su ve 2-3 yemek kaşığı toz tarhana tencereye ilave edilir. Bu şekilde çırpma teliyle karıştırarak çorba kaynatılır. Kaynamasına yakın, tuz, karabiber, pul biber ve nane ilave edilir. Sıcak bir şekilde servis edilir.

8. gün – Fukara Keşkülü

Yıllar öncesine dönecek olsam, hangi zamanda yaşamak isterdim diye düşündüğümde; aklıma hemen Osmanlı zamanı geliyor. Kıyafetler, yemekler, ince fikirli kibar beyfendiler, hanımefendiler, herşey masal gibi sanki.. Bu reçete de ta o zamanlardan. Bizim fakirhanede pek sevildi beyler tarafından. Benim damak tadıma pek hitap ettiğini söyleyemem. Hatta sırf bu sebepten yayınlamasam bu reçeteye haksızlık etmiş olur muyum diye düşünürken, dolabı açtığımda sadece iki kase kaldığını görünce tamam dedim; vakit bu lezzeti herkese duyurma vaktidir.
Ben de bu reçeteden Beyza Hanım sayesinde haberdar oldum. Tekrar teşekkürler..

MALZEMELER

4 su bardağı süt (bana kıvamı koyu gelince biraz daha ilave ettim)
1 kahve fincanı toz badem
1 kahve fincanı toz Antep fıstığı
250 gr. toz şeker
4 yemek kaşığı nişasta
1 fincan pirinç unu
süslemek için; ½ fincan toz hindistan cevizi

YAPILIŞI

Süt şekerle beraber kaynatılır. İçine toz badem ve toz Antep fıstığı ilave edilip, bir süre daha kaynatılır.
(toz badem için; kaynar suda beklettiğiniz bademleri kolayca soyup, rondodan geçirebilirsiniz, ya da havanda dövebilirsiniz.)
Daha sonra, pirinç unu ve nişasta da eklenip ve koyulaşıncaya kadar aynı yönde olmak üzere sürekli karıştırılır. (bu noktada benim topaklanma sorunum oldu. sıcak süte toz malzeme ilave edildiği için olabilir. çözüm olarak aklıma, soğukken hepsini şekerle beraber süte karıştırmak geliyor. sizler ne önerirsiniz?) Nişastanın kokusu gidene kadar bu işleme devam edilir. Piştikten sonra kaselere boşaltılıp ve üzeri Hindistan cevizi ve Antep fıstığı ile süslenerek servis yapılır.

7. gün – Mantarlı Et Sote

İftar öncesi acele ile çektiğim bu fotoğrafı, hiç içime sinmese de şimdilik bu tarife ekliyorum. Çünkü fotoğrafını görmediğim bir reçeteyi uygulamaya ben pek cesaret edemiyorum. Sizlerin de öyle düşüdüğünü tahmin ettiğimden, tekrar pişirip fotoğraf çekene kadar bu görüntüyü sunuyorum.

Aslında bugün arkadaşım Emel’in harika sofrasına konuk oldum, fakat fotoğraf makinamı evde unuttuğum için sizlerle paylaşamıyorum.

Bu arada, yazıya hep olumsuzlukları anlatarak başladığıma bakmayın, mantarlı et sote olumlu tepkiler alan bir yemek oldu. İftar sofralarına çok yakıştırdığım bir tarif, umarım beğenirsiniz.

MALZEMELER

750 gr. dana kuşbaşı
2 paket mantar (bir paket yaklaşık 300-400 gr. oluyor)
1 kuru soğan
2-3 domates
2 sivri biber
1,5 – 2 yemek kaşığı biber salçası
sıvıyağ
tereyağ
tuz, karabiber

YAPILIŞI

Etleri yıkayıp, tereyağ ile birlikte teflon yüzeyli yayvan bir tencerede kapağı kapalı bir şekilde, hiç su koymadan pişirin. Etler kendi saldığı suyu çekinceye kadar kısık ateşte pişirmenizi tavsiye ediyorum. Biraz uzun sürüyor ama bu şekilde et çok daha yumuşak oluyor. Tuzu en son ekleyin çünkü etlerin sertleşmesine sebep oluyor.
Ayrı bir tavada, rendelenmiş soğan sıvıyağda sotelenir. Doğranan domates, biberler ve salça da eklenip birlikte pişirilir. Yıkanıp doğranan mantarlar da tavaya alınıp mantarlar biraz sönünceye kadar pişirilir. Tuz ve kararbiber de ilave edilir. (mantar çok olduğu için doğrarken kararmaması için, doğradıklarınızı limonlu suda bekletebilirsiniz.)
Daha sonra etler de tavaya alınıp hepsi birlikte mantarların suyuyla biraz daha pişirilir.
Patates püresi ile beraber servis etmenizi öneririm.

Bu yemeği ayrıca fıstıklı pilavla servis ettim. Normal pirinç pilavını yaparken kavurma işleminin son bir kaç dakikasında antep fıstıklarını tencereye atıp kavurmaya devam ettim. Sonrasında suyunu ekleyip, demlenmeye bıraktım.

6. gün – Sakızlı Güllaç

Dün akşamın tatlısı, sakızlı güllaç. Klasik güllaçla pek aram olmadığı için ben hep bu şekilde yapıyorum. Tarif sevgili Hatice‘den..

MALZEMELER

1 paket güllaç yufkası (10-14 adet arası)
2 litre süt
3 – 3,5 su bardağı toz şeker (ben 3 bardak kullandım)
sonradan ilave etmek üzere 2-3 yemek kaşığı gül suyu (ben kullanmadım)

arası için;
1 paket sakızlı muhallebi + yarım litre süt

üzeri için;
nar, ceviz
(ben file fıstık kullandım)

YAPILIŞI

Süt ve şeker iyice ısınana kadar pişirilir.
Ayrı bir yerde sakızlı muhallebi de yarım litre süt ile pişirilir.
İki güllaç yufkası kırılarak üstüste dikdörtgen borcama yerleştirilir. Üzerine şekerli sütten gezdirilir. Yufkaların yarısı bitene kadar iki yufkada bir süt dökülerek bu işleme devam edilir.
Sakızlı muhallebi güllacın üzerine döküldükten sonra kalan yufkalarla aynı işleme devam edilir.
Eğer gül suyu kulllanacaksanız en üst katmanda kalan süte gül suyunu ilave edip dökmeniz gerekiyor.
Son olarak da süsleme yapılıp buzdolabında soğumaya bırakılır.

5. gün – ilk davet

Benim mutfakta çok hızlı bir yardımcım var. Dolabı açtığım anda yanımda biter, ben daha içinden alacağımı almadan kapağını kapatır. Bu yardımcım çok iyidir, hoştur da biraz kendi bildiğini okur, itiraz etsem asla kabul etmez. Ona göre, fırın en yüksek derecede çalışacak, ufak mutfak aletleri hep ortada olacak ki ihtiyacımız olduğunda çekmeceyi açmak zorunda kalmayalım vs. vs… İşte bu yüzdendir ki; ben yukarıdaki sofrayı hazırlarken, bu şirin yardımcıma bugünlük izin verdim. O babasıyla gezmeye gitti, ben de mutfağımda özgürce yemeklerimi pişirdim. Ne kilidi açık kalmış dolabı dağıtan oldu arkamdan, ne tezgahın kenarından taşan tava saplarına uzanan, ne de biberon suyuyla yerleri silen (sonra da kayıp düşen)..

Bu akşam teyzelerimi ağırladım. Üç tane yaşıt bebeğin ortalıkta koşturup durduğu hareketli (!) bir akşam geçirdik. Şimdilik sadece bir sofra fotoğrafım var, detaylar yarına…

Menü;

– mercimek çorbası
– mantarlı et sote , patates püresi, fıstıklı pilav
– zeytinyağlı barbunya
– erişteli kabaklı börek
– yeşil salata

– sakızlı güllaç

4. gün – Erişteli Kabaklı Börek & Fırında Şinitzel

Dereotu sever misiniz? Ben bayılırım. En çok da kabağa ve yoğurtlu salatalara yakıştırıyorum. Bugünkü tarifte dereotu var tahmin ettiğiniz gibi. Sadece dereotu değil; çok sevdiğim üç malzeme bir araya geliyor, ve bu enfes börek ortaya çıkıyor. Erişte, kabak ve dereotu..

Tarif sevgili Aylin‘in blogundan…

ERİŞTELİ KABAKLI BÖREK

MALZEMELER

250 gr erişte
1 orta boy kuru soğan
1 orta boy yeşil kabak
1 demet dereotu
1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

Sos için;

4 yumurta
1 kahve fincanı sıvıyağ
1 çay kaşığı kabartma tozu
2 yemek kaşığı dolusu un
2 su bardağı süt
2 çay kaşığı tuz, karabiber

YAPILIŞI

– Erişte, tuzlu suda hafif diri kalacak şekilde haşlanır.
– Sos için olan malzemelerden, önce oda sıcaklığındaki yumurtalar çırpılır. İçine sıvıyağ, kabartma tozu, un ve tuz-karabiber eklenip çırpmaya devam edilir. Daha sonra süt de yavaş yavaş ilave edilerek güzelce karıştırılır.
– Ayrı bir yerde rendelenmiş kabak ve soğan (mutlaka rendeleyin), ince ince kıyılmış olan dereotu ile harmanlanır. Bu karışıma süzülen erişte de ilave edilerek sosa karıştırılır.
– Rendelenmiş olan kaşarın yarısı soslu karışıma ilave edilir.
– Kenarları yüksek bir fırın kabı sıvıyağ ile yağlanır. Karışım bu kaba döküldükten sonra kalan peynir de üzerine serpilir.
– 5 dk. önceden 175 dereceye ayarlanmış fırında üzeri kızarıncaya kadar, yaklaşık 40-45 dakika pişirilir.

Böreğin yanına bir de fırında şinitzel pişirdim. Normalde kızartması çok daha güzel olur elbette ama hem hafif olsun diye, hem de kızartma yapmayı sevmediğimden fırında pişirmeyi tercih ettim.

Fırında şinitzel için;
Göğüs etini uzun şeritler halinde kesin. Önce hepsini una bulayın. Daha sonra önce çırpılmış yumurtaya sonra da galeta ununa bulayıp yağlanmış fırın kabına dizin. Çırptığınız yumurtaya benim gibi tuzu ilave etmeyi unutmayın. 🙂 180-190 derecelik fırında iyice pişirin.
Göğüs eti ile birlikte kalça eti de kullanırsanız daha lezzetli olur.

3. gün – Kırmızı Biberli Patlıcan Sarma

Bugün için yeni bir tarif deneyemedim ama annemin Ramazan’dan önce bir çay sofrası için yaptığı salatanın tarifini paylaşmak istiyorum sizlerle. Tarif hünerli bayanımız Müge‘den.. Görüntü harika, lezzet de öyle. Bence iftar sofralarına çok yakışacak bir salata..

Tarifi Müge öyle güzel anlatmış ki; hiçbir değişiklik yapmadan onun anlatımıyla yayınlıyorum. Teşekkür ederim Mügecim..

MALZEMELER

3 adet (ince – uzun) Kemer Patlıcan
3 Adet (iri) Kırmızı Biber
3 Yemek Kaşığı Süzme Yoğurt
2 Diş Sarımsak
Tuz, Kekik
8-10 Adet Taze Soğan Sapı
Sıvı Yağ (kızartmak için)
2 Adet Yumurta
1 Kase Galeta Unu

YAPILIŞI

* Patlıcanların kabuklarını soymadan, boylamasına ince ince dilimleyin. (İlk ve son dilimde mümkün olduğu kadar, kabuğunu soyar gibi ince dilimlerseniz, 3 dilim elde edersiniz)
* Dilimlediğiniz patlıcanları, yarım saat kadar tuzlu suda bekletin, suyunu süzüp, nazikçe sıkarak fazla suyunu alın ve bir peçete üzerinde 3-4 dk. bekletin.
* Yumurtaları çırpın.
* Galeta ununun bir kısmını, biraz tuz ekleyerek, düz bir servis tabağına koyun. (azaldıkça yenisini ekleyin)
* Bir tavaya, bir parmak yüksekliğinde sıvı yağ koyun ve kızdırın. Yağ kızınca ocağı orta ısıya getirin.
* Patlıcanları önce, yumurtaya sonra galeta ununa bulayıp, kızartın.
* Bir peçete üzerine alarak, fazla yağının çekmesini ve soğumasını sağlayın.
* Biberleri fırının ızgarasında (yada arzu ettiğiniz şekilde) közleyin. Kabuklarını soyup, çekirdeklerini çıkarın ve iri iri doğrayın.
* Ayrı bir kapta, süzme yoğurt, tuz, kekik ve ezilmiş sarımsağı karıştırın. Biberide ekleyip çok az daha karıştırın.
* Taze soğan saplarını süzgece koyup, üzerine kaynar su dökün ve yumuşamasını sağlayın.
* Patlıcanın ucuna, bir yemek kaşığı kadar yoğurtlu harç koyup, nazikçe sarın.
* Sarmayı; soğan sapı ile bağlayıp, kurdele yapın.

2. gün – Ramazan Boyunca Hergün Yeni Bir Tarif

Bu yıl Ramazan’da hergün yeni bir yazı ekleyeyim diye düşünürken bu kararımda yalnız olmadığımı gördüm. Hergün yayınlayabileceğim bir menüm ya da yeni bir tarifim olmayabilir, o zaman da belki daha farklı konularda paylaşımlarım olur. Artık nasipte ne varsa..

Bu akşamın tarifi kabaklı salata. Aslında yeni bir tarif değil bu. Bugün Merve’yle konuşurken, enginarlı kabaklı salatayı enginarsız yapacağını söyleyince ben de dünden kalan lazanyanın yanında iyi gider diye düşündüm. Çok da güzel oldu. Lazanyanın yanına en çok yakışan salata olarak kaydediyorum bu tarifi..

1. gün – Hafif bir iftar teklifi..

Ramazan’ın ikinci gününden merhabalar!

Çok şükür bu kutlu aya eriştik. Artık Ramazan ayını karda kışta yaşadığımız günler çok geride kaldı.. Mevsimin giderek yaza denk gelmesi beni ilk başlarda çok tedirgin etse de anladım ki; Allah her mevsimde orucun kolaylığını da veriyor. Bu ayda işlediğimiz her güzel fiil için bin kat bonus sevaplar kazanacak olduğumuzu düşününce, bu uzun oruçlar karlı birer yatırım olarak görünüyor gözüme.. İnşallah orucu sadece yeme-içmeyi kesmekten ziyade, bütün azalarımızla günahlardan uzak duracak şekilde tutabilenlerden oluruz bu sene. Bu vesileyle hepinizin Ramazan ayının mübarek olmasını diliyorum.

İlk iftar soframız için, bu akşam eşimin isteği üzere mercimek çorbası+lazanya pişirdim. Bütün gün boş duran mideye iftarda yüklenmemek adına, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi az çeşitli ama besleyici menüler hazırlamak istiyorum. Sizlere de fikir olması açısından fırsatım oldukça paylaşmayı düşünüyorum.

Lazanya için kutusunun üzerindeki tarifi uyguladım. Genelde her markanın kutusunda tarifi yazıyordur diye tahmin ettiğimden ayrıca buraya yazmıyorum. Yine de arzu eden olursa yayınlayabilirim.

BOLONEZ SOSLU LAZANYA

MALZEMELER

10 adet lazanya
40 gr. tereyağ
40 gr. parmesan peyniri (normal kaşar peynir kullandım)
800 gr. süt
40 gr. un
küçük hindistan cevizi (kutuda arzuya göre yazıyor, ben kullanmadım)
1 kuru soğan
300 gr. kıyma
4 domates
2 havuç
3 diş sarımsak (ben kullanmadım)
tuz

YAPILIŞI

Beşamel sos için; tereyağ eritilir ve içine un ilave edilir. Topaklaşmanın önlenmesi için sürekli karıştırılarak süt ilave edilir. Tuz ve hindistan cevizi eklenip kaynatılır.

Kıymalı sos için; soğan ince ince doğranır veya benim yaptığım gibi rendelenir. Soğan sıvıyağda kavrulur. Sarardıktan sonra rendelenmiş havuç da ileve edilip biraz daha kavrulur. Kıyma da eklenip orta ateşte kavurma işlemine devam edilir. Kıyma kavrulduktan sonra küp küp kesilmiş domates ve sarımsak ilave edilir. Tuz serpilip ara sıra karıştırmak suretiyle, tencerenin kapağı kapatılarak domatesler pişene kadar beklenir.

Fırın kabı yağlanıp, kıymalı sostan biraz dökülür, üzerine beşamel sostan da dökülüp bir kat lazanya döşenir. Üzerine yine kıyma+beşamel sos dökülüp, lazanya serilir ve en üstte sos kalacak şekilde lazanya bitene kadar kat kat devam edilir. En üzerine peynir rendesi serpilip, 200-220 derecelik fırında 20 dakika kadar pişirilir.

not: Lazanya hamurunu önceden haşlamanıza gerek yok. Beşamel sosu biraz sulu tutarsanız fırında yumuşacık pişiyor.

Ayrıca ben iki kişi olduğumuz için yaklaşık 6-7 yaprak lazanya kullandım. Siz de ikram edeceğiniz kişi sayısına göre ayarlama yapabilirsiniz.