1. gün – Hafif bir iftar teklifi..

Ramazan’ın ikinci gününden merhabalar!

Çok şükür bu kutlu aya eriştik. Artık Ramazan ayını karda kışta yaşadığımız günler çok geride kaldı.. Mevsimin giderek yaza denk gelmesi beni ilk başlarda çok tedirgin etse de anladım ki; Allah her mevsimde orucun kolaylığını da veriyor. Bu ayda işlediğimiz her güzel fiil için bin kat bonus sevaplar kazanacak olduğumuzu düşününce, bu uzun oruçlar karlı birer yatırım olarak görünüyor gözüme.. İnşallah orucu sadece yeme-içmeyi kesmekten ziyade, bütün azalarımızla günahlardan uzak duracak şekilde tutabilenlerden oluruz bu sene. Bu vesileyle hepinizin Ramazan ayının mübarek olmasını diliyorum.

İlk iftar soframız için, bu akşam eşimin isteği üzere mercimek çorbası+lazanya pişirdim. Bütün gün boş duran mideye iftarda yüklenmemek adına, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi az çeşitli ama besleyici menüler hazırlamak istiyorum. Sizlere de fikir olması açısından fırsatım oldukça paylaşmayı düşünüyorum.

Lazanya için kutusunun üzerindeki tarifi uyguladım. Genelde her markanın kutusunda tarifi yazıyordur diye tahmin ettiğimden ayrıca buraya yazmıyorum. Yine de arzu eden olursa yayınlayabilirim.

BOLONEZ SOSLU LAZANYA

MALZEMELER

10 adet lazanya
40 gr. tereyağ
40 gr. parmesan peyniri (normal kaşar peynir kullandım)
800 gr. süt
40 gr. un
küçük hindistan cevizi (kutuda arzuya göre yazıyor, ben kullanmadım)
1 kuru soğan
300 gr. kıyma
4 domates
2 havuç
3 diş sarımsak (ben kullanmadım)
tuz

YAPILIŞI

Beşamel sos için; tereyağ eritilir ve içine un ilave edilir. Topaklaşmanın önlenmesi için sürekli karıştırılarak süt ilave edilir. Tuz ve hindistan cevizi eklenip kaynatılır.

Kıymalı sos için; soğan ince ince doğranır veya benim yaptığım gibi rendelenir. Soğan sıvıyağda kavrulur. Sarardıktan sonra rendelenmiş havuç da ileve edilip biraz daha kavrulur. Kıyma da eklenip orta ateşte kavurma işlemine devam edilir. Kıyma kavrulduktan sonra küp küp kesilmiş domates ve sarımsak ilave edilir. Tuz serpilip ara sıra karıştırmak suretiyle, tencerenin kapağı kapatılarak domatesler pişene kadar beklenir.

Fırın kabı yağlanıp, kıymalı sostan biraz dökülür, üzerine beşamel sostan da dökülüp bir kat lazanya döşenir. Üzerine yine kıyma+beşamel sos dökülüp, lazanya serilir ve en üstte sos kalacak şekilde lazanya bitene kadar kat kat devam edilir. En üzerine peynir rendesi serpilip, 200-220 derecelik fırında 20 dakika kadar pişirilir.

not: Lazanya hamurunu önceden haşlamanıza gerek yok. Beşamel sosu biraz sulu tutarsanız fırında yumuşacık pişiyor.

Ayrıca ben iki kişi olduğumuz için yaklaşık 6-7 yaprak lazanya kullandım. Siz de ikram edeceğiniz kişi sayısına göre ayarlama yapabilirsiniz.

Maraş notları..

Uzunca bir aradan sonra yeniden merhaba..

Sanırım herkes alıştı artık benim bu uzun ara verişlerime. Aslında anlatacak çok şey var ama nedense kafam rahat bir şekilde oturamıyorum bilgisayar başına. Yasir annesi kendisinden başka birşeyle ilgilensin istemiyor bu aralar. Kalabalık ortamlarda bulunmaya alışınca, evde tek başına sıkılıyor artık. Ayrıca bir aydır da gözlük takmaya (pek taktığı söylenemez ama, öyle diyelim) başladı, biraz da bu alışma sürecinden olsa gerek, buluttan nem kapar oldu.

Geçtiğimiz hafta da Urfa & K.maraş gezimizden döndük. Yasir’i babasının akrabalarıyla tanıştırdık, ben de eşimin memleketi Maraş’ı gezme fırsatı buldum. Biraz hızlı bir gezi oldu ama Maraş dondurması yemeden dönmedim tabi.. 🙂

Ayrıca Maraş’ın bir diğer meşhur yiyeceği ise, tarhana dedikleri cipse benzer bir çeşit çerez. Yoğurt, dövme buğday ve kekik ile yapılıyor. Kuruması için hasırların üzerine serilip, güneşte bekletiliyor. Tam kurumamış, nemli haline de frik deniliyor. Kuruyemişlerle beraber çayın yanında yiyor Maraşlılar tarhanayı. Ben ilk yediğimde hiç hoşlanmamıştım ama artık ben de sevmeye başladım. Bu tarhananın çorbası da oluyor, tarifini kayınvalidemden öğrendim, yaptığım zaman sizlerle de paylaşacağım. Çok lezzetli ve besleyici bir çorba oluyor.

Annemin Çay Daveti

Yine annemden bir sofra ile devam ediyorum.

menümüzde;

yalancı perde pilavı
kıymalı muska börek
zeytinyağlı enginar
karışık sebze salatası
fasulye saltası
yeşil salata

ve tatlı olarak da;
limonlu cheesecake ve kuru baklava vardı.

Komşu Fırın'da ekmek pişirdim..

Geçen hafta sonundan beri anlatmak istediğim bir etkinliğe katıldık annemle.. Komşu Fırın’a ekmek pişirmeye gittik. Her etkinlikten sonra söylediğimiz gibi; yine iyi ki gelmişiz dedik.

Gittiğimizde sıcacık ekmekler, kruvasanlar kahvaltı için bizi bekliyordu. Ben evden çıkmadan birşeyler atıştırmış olduğum için, çayımın yanında sadece Suadiye Komşu Fırın’da çıkan çikolatalı enfes kekten yedim. Ayrıca yalnızca yılbaşında üretilen yılbaşı ekmeğinden tattık, fırından çıkar çıkmaz.

Karnımızı doyurduktan sonra geçtik tezgahın başına. Önce ben sadece kamera arkasından izledim bütün aşamaları. Sonra herkes dinlenirken, bir ekmek de ben pişirdim. Ekmek pişirmek öyle basit birşey değilmiş anladım. Hamuru yoğurma süresi var, dinlendirme süresi var, yoğurma şekilleri var ve hatta üzerine atılan kesiğin bile usulü var. İşin en çok bizi zorlayan kısmı o kesikleri atmak oldu desem, inanır mısınız? Bu aşamalarda her ince ayrıntıyı bizlere sıkılmadan anlatıp sorularımızı cevaplayan Nevzat Usta’ya da çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bu etkinliğe bizi davet eden Eda Hanım’a ve Özlem Hanım’a da çok çok teşekkürler..

Pişirdiğimiz ekmeklerin yanısıra bir sepet dolusu kurabiye, kek ve ekmek çeşitleriyle döndük evimize. Sepetimizde zinde ürünlerden de vardı. Zinde ürünler tahmin edebileceğiniz üzere kalorisi düşük ürünler. Zinde kurabiyeyi özellikle çok sevdim. İçinde şeker yok, pekmez ve kuru üzüm var. Diyet yaparken çayın yanına birşeyler arayanlar için mükemmel bir alternatif, şiddetle tavsiye ediyorum.. Diyet yapmayanlara da vişneli çikolatalı keki tavsiye ediyorum 🙂

o gün çektiğim bütün fotoğrafları görmek için lütfen aşağıdaki kutucuğu tıklayın..

komşu fırın

Annemin akşam yemeği menüsü & Yalancı perde pilavı

Bu sofra annemin bir akşam yemeği davetinden..

Menüde;
düğün çorbası,
yalancı perde pilavı,
patates püresi & et sote,
karalahana dolması,
z.yağlı fasulye,
kabaklı enginar salatası ve
semizotlu yeşil salata vardı.

Bence bu menünün en güzel tarifi yalancı perde pilavıydı. Klasik perde pilavından çok daha pratik ama bir o kadar da lezzetli bir tarif olduğunu söyleyebilirim.

YALANCI PERDE PİLAVI

MALZEMELER

kişi sayısınca milföy hamuru
bir adet bütün tavuk
2 su bardağı pirinç
1 servis kaşığı kadar tereyağ + yarım çay bardağı sıvıyağ
1 kuru soğan
1 su bardağı kabukları soyulmuş badem
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı safran
1 çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı dolma baharı
kakule

YAPILIŞI

Pirinç, sıcak ve tuzlu suda bir kaç saat bekletilir.
Tencerede eritilmiş tereyağ ve sıvıyağ karışımında, küçük küçük doğranmış soğan kavrulur. İçine sıcak suda bekletilip kabukları soyulmuş olan badem ilave edilir. Bademler biraz pembeleşene kadar kavrulur. Daha sonra suyu süzülen pirinç de tencereye alınıp, pirinçler şeffaflaşana kadar kavurma işlemine devam edilir. Bu arada kavurma sırasında tuz da ilave edilir. Sonra diğer baharatlar da pirince eklenip, dört bardak tavuk suyu da ilave edilir, ve suyu çekilene kadar pişirilir. Suyu çekildikten sonra ocağın altı kısılıp, pilav demlenmeye bırakılır.

Bütün tavuk haşlanıp iri parçalar halinde didiklenir. Karabiberle karıştırılıp demlenmiş pilav ile karıştırılır.

Milföyler unlanmış tezgahta hafifçe açılarak büyütülür. İçine soğumuş olan pilavdan büyükçe bir kaşık dolusu konup bohça şeklinde katlanır. Katlanan kısımlar alta gelecek şekilde yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizilir. Üzerlerine yumurta sarısı sürülüp bademle süslenerek 180 derecelik fırında üzerleri kızarana kadar pişirilir.

Beyaz Fırın'ın Renkli Daveti

Cumartesi günü Beyaz Fırın’daydık annemle beraber. Davetiye bile ilginç bir buluşma olacağının sinyallerini veriyordu. Davetiyenin olduğu kutudan yumurta ve bir kese un çıktı, ne kadar ilginç bir fikir değil mi?

Oraya vardığımızda bu şahane sofra karşıladı bizleri. Beyaz Fırın beşinci nesil yöneticisi Nathalie Hanım bizi harika bir şekilde ağırladı. Sanki uzun yıllardır tanıdığım bir arkadaşıma çaya gitmiş gibi hissettim kendimi. Bu sofrada Hıdır Usta da eşlik etti bize. Nathalie Hanımla beraber, yediğimiz poğaçaların hikayelerine kadar anlattılar bize.

İlk fotoğraftakiler ise makaron. Uzun zamandır tatmak istediğim bir lezzetti. Hayal ettiğim kadar varmış, çok güzellerdi. En çok vanilyalıyı beğendim. Bu lafımdan hepsinin tek tek tadına baktığımı da anlayabilirsiniz. Koskoca makaron kasesini tam önümde duruyordu, mümkün mü tatlarına bakmamak?! Menekşeli olan da farklı bir lezzet, onu da tavsiye edebilirim..

Şimdi sizleri çektiğim diğer fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum.

Pasta şefi Yeşim Hanım Sable Breton yapımını uygulamalı olarak anlatırken..

Ve günün sonunda bu tatlı günün anısına, ismimize özel basılmış defter ve önlüklerimiz , makaronlarımızla döndük evlerimize..

Annem ve ben harika bir gün geçirdik Beyaz Fırın’da.. Bu harika organizasyonda emeği geçen herkese çok teşekkürler!

Pazılı Tavuk

MALZEMELER

1 kg. tavuk göğüs eti (kuş başı)
1 adet havuç (rendelenecek)
1 demet pazı (doğranacak)
2-3 yemek kaşığı sıvı yağ
1 paket kremalı mantar çorbası (toz halinde)
250 gr. doğranmış mantar
karabiber
üzeri için;
rendelenmiş kaşar peyniri

YAPILIŞI

Kaşar peynir hariç bütün malzemeler karıştırılıp, büyük boy tırtıklı bir borcama dökülür. Borcamın ağzı alüminyum folyo ile kapatılarak, 180 derecedeki fırında pişirilir. Tavuklar biraz piştiğinde folyo açılıp üzerine kaşar peyniri rendelenir ve kaşar peynir eriyene kadar tekrar fırında pişirilir. Sıcak sıcak servis yapılır.

Not: Mevsimine göre pazı yerine kabak rendelenerek de yapılabilir.

Ballı Kek

Bugün, Softbowl’dan hediye gelen silikon kek kalıplarımla yeni bir kek tarifi denedim. Tarifi, uzun zaman önce kabartma tozu paketinin arkasında görüp saklamıştım. Kekin içinde bal ve beyaz çikolata var, ama nedense iki lezzet de bariz bir şekilde belli olmuyor keki yerken. Yine de hazır keklere benzeyen güzel bir kek olduğunu söyleyebilirim. Sanırım, hiçbir kek tarifi her zaman severek yaptığım asıl kek tarifimin önüne geçemeyecek benim gözümde.. 🙂

MALZEMELER

1/2 su bardağı toz şeker
1/2 su bardağı bal
4 yemek kaşığı su
80 gr. beyaz çikolata
1 su bardağı dövülmüş ceviz
2 yumurta
2 su bardağı elenmiş un
1 paket kabartma tozu
1 çay kaşığı tarçın

YAPILIŞI

Toz şeker, bal ve su kısık ateşte şeker eriyinceye kadar karıştırılarak pişirilir. Ocaktan alınıp ufalanmış beyaz çikolata ve dövülmüş ceviz ilave edilir. Çikolata eriyene kadar karıştırılıp soğumaya bırakılır.

Ayrı bir yerde yumurtalar iki dakika çırpılır. Daha sonra yumurtalara ballı karışım, elenmiş un, kabartma tozu ve tarçın eklenerek bir dakika daha çırpılır.
23 x 28 cm boyutlarındaki yağlanmış bir kalıba ya da muffin kalıplarına dökülüp 180 derecede 25-30 dk. pişirilir. Ancak ben 25 dakikayı geçirmemenizi öneririm, çünkü beklediğim için, benim keklerim hafiften kızardı.

Son olarak, eğer arzu ederseniz benim gibi eritilmiş beyaz çikolata ile kekleri süsleyebilirsiniz.

Bu tarif için muffin kalıbı kullanırsanız yaklaşık 12-15 adet kek elde edebilirsiniz. Yalnız kalıpları çok doldurmamaya dikkat edin, çok güzel kabarıyor. Ben kekler ters çevirdiğimde düzgün dursun diye altlarını çokca traşlamak zorunda kaldım.

Elmalı Üçgen Kurabiye

En son yayınladığım menünün yeni tariflerinden biri de elmalı üçgen kurabiyelerdi. Annem bu tarifi portakal ağacı‘nda görüp denemiş. Tadan herkesin beğendiği, bu kıyır kıyır kurabiyeleri denemenizi tavsiye ederim.

MALZEMELER
içi için;
5–6 adet ekşi elma
2 su bardağı şeker
1 su bardağı ceviz
1 tatlı kaşığı tarçın
hamuru için;
1 çorba kasesi yoğurt
250’şer gramlık 2 paket tereyağ(eritilmiş)
1 paket karbonat
Yarım limon
üzeri için;
pudra şekeri

YAPILIŞI
Rendelenmiş elmalar, şeker ile beraber suyunu çekene kadar pişirilir. İnmesine yakın tarçın ve dövülmüş ceviz ilave edilip bir kenarda soğumaya bırakılır.
Hamur için, tereyağ eritilir. Ilıdıktan sonra içine yoğurt ilave edilir. Ayrı bir yerde karbonat, limon ile kabartıldıktan sonra yoğurt+tereyağ karışımına eklenir. Daha sonra aldığı kadar un elenerek bu karışıma yedirilir. Hamurun kıvamı, tezgaha konduğunda yapışmayacak şekilde olmalı. Hamur 15 dakika dinlendirilip, 8 bezeye ayrılır.
Her beze altına un serpilerek yemek tabağı büyüklüğünde açılır. Açılan bezelerin her biri tekrar 8 parçaya bölünür. Elde edilen üçgen parçaların geniş kısımlarına elmalı iç malzeme konulup, muska şeklinde sarılır.
Kurabiyeler 180 derecede pişirilir. Son olarak da üzerlerine pudra şekeri serpilerek servis edilir.

Kuru Börülce Salatası

Bu salatayı, Softbowl’un davetlisi olarak gittiğim Hobimle Lezzet Okulu’nda şefimiz sevgili Hayal‘den öğrendim. Tarifi Hayal’in verdiği şekliyle yazıyorum, siz ikram edeceğiniz kişi sayısına göre malzeme miktarını artırabilirsiniz.

MALZEMELER
1 su bardağı kuru börülce
2-3 dal taze soğan
1/2 demet maydanoz
2 adet kırmızı kapya biberi
2 çorba kaşığı soya sosu
limon
sirke
zeytinyağı
tuz, pulbiber, sumak

YAPILIŞI
Börülce, bir gün öncesinden ıslatılır. Daha sonra bir tatlı kaşığı tuz ilave edilen suda diri kıvamda haşlanır. (haşlama esnasında börülcelerin patlamamasına özen gösterin)
Taze soğan ve maydanoz temizlenip ince ince kıyılır. Kapya biberleri yıkandıktan sonra zar şeklinde doğranır.
Haşlanan börülce, derin bir kaseye alınıp, yeşillikler ve biberler ilave edilir. Damak zevkinize uyacak miktarda soya sosu, sirke, limon, zeytinyağı ve baharat ile tatlandırıldıktan sonra, karıştırıp servis tabağına alınır.