Onbeş gün önce, diş buğdayı menüsünü yazacağımı söylemiştim, değil mi? Ne zaman yazmak için bilgisayarın başına otursam, Yasir ya uyanıyor, ya da acıkıyor. Hal böyle olunca bir türlü yazamamış oldum. Bol fotoğrafla bunu telafi etmeye çalışalım bakalım.
Anneannemiz Yasir’in arkadaşlarına dağıtmak için minik poşetlere bonibon doldurup ağızlarını ahşap mandallarla tutturmuş. Lolipopların da çubuklarına minik balonlar şişirip bağlamış. Bu hediyeler miniklerden çok büyüklerin hoşuna gitti. Ben birer tane hatıra saklamak için ayırdım bile.
Soframızda;
kadınbudu köfte,
ıspanaklı makarna,
zeytinyağlı fasulye,
peynirli üçgen börekler,
yeşil salata,
sebzeli karışık salata
diş şeklinde kurabiyeler ve cheesecake vardı.
Ayrıca diş buğdayının olmazsa olmazı hedik vardı tabiki..
Yasir’in önüne bir tepsi içinde çeşitli meslek guruplarına ait bir takım eşyalar koyduk. Yasir ısrarla kalemi eline aldı. Bir de kepçe ve tesbihi. Artık yemek yazarı mı olur, ne olur bilemeyiz.. 🙂
Hayırlı bir evlat olup Allah’ın rızasına uygun işler yapması ve vatanı için faydalı bir birey olması en büyük arzum…